11 Mayıs 2011 tarihinde Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi tek kişinin kararı ile 20 Mart 2021 tarihinde feshedilmiştir.
Cumhurbaşkanı’nın fesih kararına karşı 200 kadar kadın örgütü, barolar ve siyasi parti temsilcilerinin açmış olduğu 28 Nisan, 7, 14 ve 23 Haziran 2022 tarihlerinde görülen davalara toplamda binlerce avukat, kadın dernekleri, barolar ve siyasi parti temsilcileri katılım sağlamıştır. Eşitlik Savunucuları Danıştay tarihinde yaşanan bir ilke imza atmıştır. Bu duruşmalardaki yüksek katılımın örgütlenmesinde bizim de destekçisi olduğumuz Eşitlik İçin Kadın Platformunun (EŞİK) çok emeği geçmiştir. Danıştay 10. Dairesi, 3 Danıştay Savcısının Cumhurbaşkanı’nın verdiği kararın iptal edilmesi gerektiği yönünde verdiği görüşüne ve 2 hakimin şerhine karşılık 3 hakimin verdiği kararı devletin üstün yararı adına onaylamıştır. Bu kararla, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (Lanzarote), Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi (CEDAW) gibi bugüne kadar imzalanmış tüm uluslararası sözleşmelerden tek kişinin kararı ile çıkılma tehlikesinin önü açılmıştır. Yasal dayanağını İstanbul Sözleşmesi’nden alan 6284 sayılı yasa da bu şekilde yürürlükten kalkmış bulunmaktadır.
İstanbul Sözleşmesi, halen yürürlükte olan 6251 Sayılı Onaylamayı Uygun Bulma Kanunu ile TBMM tarafından oybirliği ile onaylanmış ve Anayasa’nın 90. Maddesi çerçevesinde yürürlüğe girmiştir. Anayasa’nın 90. Maddesi uyarınca Uluslararası Sözleşmeler kanun hükmündedir. TBMM tarafından oybirliği ile kabul edilen ve yasal olarak halen yürürlükte olan İstanbul Sözleşmesi’nden tek kişinin kararı ile çıkılması hukuksuzdur. Bunu teslim etmeyen ve Meclis’in iradesini yok sayan Danıştay’ın 19 Temmuz 2022 tarihli, kararı siyasi bir karardır.
Türkiye’de her gün en az 3 ya da 4 kadın erkekler tarafından öldürülmekte ve bir o kadar da şüpheli kadın ölümü vakası kayıtlara geçmektedir. İstanbul Sözleşmesi, Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’dir. Önlemek, korumak, kovuşturmak ve eşgüdümlü politikalar üretmek esasına dayanan kadınlara karşı şiddete ilişkin bugüne kadar imzalanmış en kapsamlı sözleşmedir.
Laiklik ilkesinin temeli olan kadının üstün yararını tanımayan bir anlayışla toplumsal cinsiyet eşitliğinin güvencesine karşı alınan bu hukuksuz siyasi kararı kabul etmediğimizi ve eşitlik ve özgürlük mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi basına ve kamuoyuna bildiririz.
Laiklikten vazgeçmiyoruz, Eşitlikten Vazgeçmiyoruz,
İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.
Çukurova Öğretim Elemanları Derneği